Çevre Günü ve Biyoçeşitlilik

İhtiyacımız olan her şeyin geldiği yerdir doğa.

İçtiğimiz su, soluduğumuz hava, aldığımız besin, güneşimiz, yeşilimiz hepsi doğadan… Bize lazım olan hiçbir şey kendimizden değil; varlığımız başka bir varoluşun varlığına bağlı.

Bugün bunu hatırlamanın, hatırlatmanın vakti işte. Bugün kendimiz için doğayı düşünmenin zamanı. Fark etmenin, farkında olmanın zamanı.

Doğa ile olan ilişkimizi gözden geçirme zamanı. İnsanlar ve gezegenimiz için daha iyisini yapma zamanı. Doğayı tüm karar verme süreçlerimizin merkezine koyma zamanı. 

Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü; uyanma ve sesimizi yükseltme zamanı.

2020 yılı için alarm konusu ise ‘Biyoçeşitlilik’

Peki biz biyoçeşitliliğin ne olduğunu biliyor muyuz? Kendimizi test etmeye hazır mıyız? https://www.worldenvironmentday.global/did-you-know/take-quiz

Sonuçları aldıysanız gelin 'biyoçeşitlilik' nedir ve bizim için neden önemlidir birlikte bakalım.

Biyoçeşitlilik veya biyolojik çeşitlilik, Dünya'da yaşamı oluşturan canlıların değişkenliğidir. Gezegendeki 8 milyon kadar türü - bitkiler ve hayvanlardan mantarlara ve bakterilere -, onları barındıran ekosistemleri - okyanuslar, ormanlar, dağ ortamları ve mercan kayalıkları gibi - ve aralarında bulunan genetik çeşitliliği kapsamaktadır.

Biyoçeşitlilik açısından zengin ekosistemler insan varlığı için temeldir. Ekosistemler insan hayatını sayısız yolla sürdürmekte, havamızı temizlemekte, suyumuzu temizlemekte, besleyici gıdaların, doğaya dayalı ilaçların ve hammaddelerin mevcudiyetini sağlamakta ve afetlerin oluşumunu azaltmaktadır.

Brezilya, Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya'da eşsiz orman yangınlarına, Afrika Boynuzu'ndaki keçiboynuzu istilalarına ve mercan resiflerinin ölümüne tanık olmaktayız. Devam eden COVID-19 salgını - zoonotik hastalık salgınlarının sonuncusu - gezegenin sağlığının, sağlığımızla bağlantılı olduğunu göstermektedir.

Biyoçeşitlilik yani dünyadaki temel yaşam formları, dünyanın her bölgesinde azalmaya devam ederek, doğanın insanların refahına katkıda bulunma kapasitesini önemli ölçüde azaltmaktadır. 100'den fazla ülkeden 550'den fazla önde gelen uzman tarafından yazılan dört önemli bilim raporuna göre, bu endişe verici eğilim ekonomileri, geçim kaynaklarını, gıda güvenliğini ve her yerde insanların yaşam kalitesini tehlikeye atmaktadır.

Bu yıl, Dünya Çevre Günün’de birçoğumuz evlerimizde izolasyondayken tam olarak neye yakalandığımızı bir düşünelim. Covid 19 salgını aslında insan sağlığının gezegenimizin sağlığı ile bağlantılı olduğunu hatırlatan tarihin en belirgin göstergelerinden biridir. Koronavirüsleri zoonotiktir; yani hayvanlar ve insanlar arasında bulaşma gösterebilirler ve araştırmalar bu hastalıkların artmakta olduğunu göstermektedir. İnsanlarda bilinen tüm bulaşıcı hastalıkların yüzde 60’ı ve ortaya çıkan tüm bulaşıcı hastalıkların yüzde 75’i zoonotiktir. Bilim adamları eğer vahşi davranışlarımızı değiştirmezsek daha fazla virüs salgını ile karşılaşabileceğimizi ifade etmektedirler.

(Intergovernmental Science-Policy Platform on Biodiversity and Ecosystem Services, 2019)

Dünya Çevre Günü herkese seslerini duyurma konusunda ilham vermeyi amaçlamaktadır; her birimizin biyoçeşitlilik kaybını sona erdirmede ve insan refahı için doğayı korumada oynayabileceği bir rolü vardır.

Şirketler sürdürülebilir tedarik zinciri üzerine düşünmeli ve uygulamaları geliştirmeli, Vatandaşlar, sivil toplum örgütleri ve çevre profesyonelleri ekosistemin dengesini bozan faaliyetlerin durdurulması ve dengeli bir ekosistemde yaşam için çalışmalar yapmalı ve Tüketiciler satın alırken yeniden düşünmeli.

Hayatlarımız alt üst olmadan önce sadece birbirimizle değil doğa ile uyum içinde yaşamanın yollarını bulmak için birleşebiliriz; kötü haber ise birleşmeliyiz!